28 Kasım 2014 Cuma

Meksika... (Mexico city ve Teohiuacan)

Meksika

Uzun yıllardır beklediğim seyahat, tamamı olmasa bile Meksika'ya küçük bir adım atabileceğim sonunda. Öncelikle seyahat bilgileri, ben THY ile Chicago üstünden Air Mexico ile uçağımı aldım. Ayrıca bu bağlantıyı Houston üzerinden kurmak mümkün.  Bir diğer alternatif Air France ile Paris üstünden ki beraber seyahat ettiğim üstad Niko Guido ve Volkan kardeşim öyle yaptılar

Chicago'ya kadar sorunsuz geldikten sonra orada liseden arkadaşım Doruk ile yemek yeyip tekrar alana dönerek Air Mexico uçağına bindim. Air Mexico bizim Avrupa'da alıştığımız standartlara sahip değil ve eski bir uçak ayrıca 0 ikramlar uçuyorlar. Zaten yeteri kadar yorgun olduğum için uçak kısmı çok dert olmuyor

Gelişte modern bir havalimanı beni karşılıyor. Atatürk havalimanı kadar büyük olmasa da kapladığı alan olarak oldukça büyük ve konforlu bir alan.



Önemli bilgi olabilecek vize konusu ise şöyle. Meksika Türk vatandaşlarının eğer Amerika vizesi varsa ayrıca vize almasını istemiyor. Ülkeye kolayca giriş yapılıyor zaten buraların Amerika'nın arka bahçesi olduğu biraz zaman geçirince kolayca anlaşılıyor. Eğer Amerikan vizesi yoksa internetten üzerinden vize almak zor değil.





























Bir diğer konu taksi, girişte üç adet taksi şirketinden ön ödeme yapıp seyahati satınalmak mümkün benim aldığpım sanırım ucuz olanıymış (excelencia) onun için yaklaşık 45 dk sıra bekledim. Dışarı çıkıp hangisi boşsa ondan satınalmak en mantıklısı yoksa o yorgunlukla bir dolu beklemek mümkün.

Otele gittikten sonra ekiple buluşup ilk hedefimiz olan Andropoloji müzesine gidiyoruz. Orada Turkiye'den 20 yıl önce yerleşmis arkadaşımız Yael ile buluşacağız. Sağolsun vaktini ayırıp iki gün bizimle Mexico City'yi dolaştı.

Andropoloji müzesi benim için dünyanın en muhteşem müzesi. Aztek, Maya, Toltek, Olmek eski Güney Amerika tarihinden ne aranırsa bulmak olası.Kolaylıkla bir gün ayırılabilir. Dikkat edilmesi gereken nokta kuyruk ve seçilen zaman zira bazen çok uzun kuyruklar olabiliyor. Diğer yandan benim tavsiyem mümkünse müzeyi son güne bırakıp önce piramitleri ve meksikayı biraz görmek sonra müzedeki eserleri sindire sindire görmek.

Fazla çene çalmadan resimleri ekleyeyim zira bu müze gerçekten saatlerce anlatılabilir.
Burası müzenin girişi. Görülen tavan yukarı görülen tarihi simgeleyen sütunla asılmış bir mimari harikası
Bu çember Mayaların ölümcül basket benzeri oyunlarının potası. Burada maksat el ve kolları kullanmadan topu çemberden geçirmek.Söylemeye gerek var mı bilmem ama oyunun kazananı ya da kaybedeni kazanan takımın kaptanının kararına göre kurban ediliyor.


Jaguar kafası. Jaguar Güney Amerika medeniyetlerinde kutsal olarak kabul ediliyor
Bu arkadaşın durumu biraz daha karışık tam olarak ne olduğu konusunda bir fikrim yok

Bütün dünyaya korkulu anlar yaşatan meşhur güneş takvimi bu. Mayaların kıyamet döngüsü ve güneşin hareketlerini oldukça detaylı olarak izleyebildikleri takvim ve ben...


Bir tapınak kabartması. Artık orijinal renkleri günümüze gelemese de orijinalleri kırmızı boya ile kaplıymış. İlerleyen zamanda Guatemala ve Meksika'da muhteşem Maya tapınaklarını gördükçe insan oldukça etkileniyor.

Bu da bende Tayland'da gördüğüm yatan Budha heykelini çağrıştıran bir Maya tanrısı


Şimdi bu Aksaray manzarası ne diyebilirsiniz. Burası bir tacocu. Bizdeki köfteci hesabı Meksika'da taco cular mevcut. Bu dukkanlarda canım tacoların içine acı soslarla, et, tavuk, fasulye ve benzeri seçeneklerle değişik tacolar seçmek ve afiyetle yemek mümkün. Hastasıyım


Fotoğrafta Ahmet Usta poz verirken görülüyor.

Neyse yemeği de yedikten sonra Centro olarak geçen şehir merkezine doğru yollanıyoruz. Ilk karşımıza çıkan asırlık Postahane binası. Ispanyolların mimari izlerini taşıyan bina tek kelimeyle muhteşem


İnsanın postaneye gidip kargo gönderesi, mektup atası geliyor. Hala faal olarak çalılan postahane binası gerçekten kesinlikle görülmesi gereken bir yer.


Daha sonra bence turistik olarak biraz şişirilmis ama hani gelmişken görülesi olan merkeze doğru yönleniyoruz

Bu katedral Güney Amerika'daki en büyük katedral. Ispanya'daki gotik katedrallerden esinlenilmis. İnşası iki yüzyıl sürmüs ve 1813'de tamamlanmış.Halen fiili olarak kullanılmakta

Meksiko city'nin istiklal caddesi katedralin olduğu meydandan devam ederek yaklaşık 1 km kadar yaya bölgesi olarak ticarete hizmet ediyor. Ancak mağazalar daha çok ikinci sınıf ve bizim 70 li yılların tuhafiyecilerini andırıyor. Bu anlamda şehir merkezinin bu kadar eski ve ikinci sınıf olması saşırtıcı. Lux mağazalar ve sanat merkezi şehrin daha uzak semtlerine dağılmış.

Güzel sanatlar binası oldukça estetik bir bina. Meksika'nın en önemli kültür ve sanat binası sayılıyor. Bina Meksika'nın bağımsızlığından sonra 1934 yılında tamamlanmış.

Ayrıca bu meydanda Templo di Mayor adlı Azteklerin büyük tapınağı da yer alıyormuş ancak Ispanyollar Aztek imparatorluğunu yıktıktan sonra bu taşlarla bütün sehir meydanını inşa etmişler.


Fazla yoruma girmeden öncesi ve sonrası....

Ilk günümüz burada bitiyor bir sonraki gün Teohiuacam piramitlerine gideceğiz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder