11 Şubat 2015 Çarşamba

Guatemala Üçüncü Gün Flores ve San Roman Köyü



Guatemaladaki üçüncü günümüzde erkenden uyanmak durumunda kaldık zira sabah 8 uçağı ile Flores şehrine hareket edecektik. Aşağıdaki haritada görüldüğü üzere Flores şehri kuzeyde Meksika ve Belize sınırına yakın (ki zaten oradan kısmetse Belize'ye geçeceğiz)
Neyse sabahın köründe gelmesini çok da ummadığımız transfer aracı bizi almaya geliyor. Antigua'da turizm firmaları ile pazarlık etmekte fayda var. Fiyatlar ve servis kalitesi farklılık gösterebiliyor.

Biz mutlu mesut ve taksi zamanında geldi rahatlığıyla havalimanına varıyoruz ancak elbette her zaman olduğu gibi bazı küçük sorunlar olabiliyor. Mesela bizim olması gereken uçak ve Flores uçuşu ekranlarda görünmüyor. Yutkunarak ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz, meğerse pistin diğer tarafında ancak taksiyle gidilebilen bir küçük terminal daha varmış bu tarz küçük uçakların kalktığı.
Gutemala City Domestic Lines Terminal

Gördüğümüz alan ve bindiğimiz uçak pek güven uyandırmasa da yapacak bir şey yok..Neyseki görünüşe göre komşularımız ilgi çekici insanlar :) Şaka bir yana uçuş keyifli geçiyor ve Flores havalimanına kapalı bir havada iniyoruz
Flores Airport

Otelimiz Flores'de bir adada. Bizi almaları için bir teknenin gelmesi gerekiyor, biraz beklemekle tekne bizi otelimize ulaştırıyor. Karşıda görünmekte olan ada bizim otelimiz.
Flores, Santa Barbara Island


Flores coğrafyası çok güzel bir yer. Ormanlar içinde gölün karaya haliç şeklinde oluşturduğu doğal korunakta yer alıyor. Otelimiz tam şehrin karşısında yer alan Santa Barbara adasında ve tekneyle 5 dakikada ulaşılıyor. 

Niko abimiz yolda şöförü çok seviyor ve piramitlere gitmek için kendisiyle anlaşıyor. Bu sevgi kolaylıkla ayırd edilebiliyor resme bakılınca.

İstikametimiz Maya şehirlerinden Tikal. Söyledikleri Ciçen Itza New York ise Tikal Paris'miş maya zamanında. Peten Itza gölünü dönerek çok merakl ettiğimiz Tikal' doğru yola çıkıyoruz.Yolda küçük ve kısmen çağa ayak uydurmamış bir maya köyünde duruyoruz..


 Çocuklar formamı görünce Galatasaray ve Hagi  diyorlar demeyi isterdim ama henüz buralara konu pek gelmemiş. Ben yine de buralarda da renklerimizi dolandırmaktan memnunum. 
Köylüler sıcakkanlı insanlar ve fotoğraf çektirmeyi seviyorlar. Bu her Maya için geçerli değil bu konuda zaman ruhlarının makinaya gireceklerinden korktukları için sorun çıkarabiliyorlar.


Bu güzel köyün adı San Roman. Göl kıyısında mutlu insanların yaşadığı bir yer olarak aklımda kaldı. 

Ve çocukları elbette...

Niko Guido, San Roman Vİllage

22 Aralık 2014 Pazartesi

Guatemala Ikinci gün -Atitlan gölü ve çevresi--

Antigua'da son günümüz Antigua gölüne ayrılmıştı. Lokal seyahat acentasından bir minibüs kiraladık ve sabah erkenden yola koyulduk. Guatemala'da lokal acentalar her turistik şehirde mevcut ancak çok ucuzlar mı ya da kazık atmıyorlar mı ? Tabi ki herkes bulduğunu yanaklarından öpmeye çalışıyor, dolayısıyla tavsiyem üç dört acentadan fiyat alıp karşılaştırma yapmak. Özellikle araçların motorundan sonra süspansiyon sistemninin çalışmasını da takip etmek çok yanlış olmayacaktır kanımca.
Santa Apolonia

 Biz gecikmeden yola çıkıyoruz, ilk güzel sürpriz yukarıdaki resimi çektiğimiz mevkide geliyor. Santa Apolonia yakınlarındaki volkanın görüntüsü bu şekilde.Orada görülen koyu gri duman tahmin edilebileceği gibi lav. Yanardağ düzenli olarak lav atmakta..Yakında Guatemala'da volkan patladı haberlerini duyarsak buradan olması muhtemel. Güzel bir plato devamında dağımız hoş bir fon sunuyor bizlere





Şimdi efendim size diyecekler ki oranın en güzel yeri Panacahel. Siz de deyin ki hadi ya.Bildiğiniz Bodrum Gümbet'in 42 seneki önceki hali gibi. Yer yer restoranlar, sahile inen dar bir yol ve ikinci kalite ürünlerin satıldığı dükkanlar. Dolayısıyla biz pek takılmayıp devam ettik iyi ki de etmisiz

San Catarina Polopo köyünde kuçük bir festivale denk geldik. 


Burada hristiyanlaıştırılan mayaların yerel bir faaliyeti festival olarak kutlanıyordu. Ancak şaman geleneğinden gelen bir milletin misyonerlik sayesinde nasıl bu kadar koyu bir dindarlık kazandığı enteresan bir konu







Bütün gün en şık kıyafetlerini giyip çılgınca dans ediyorlar ve kutluyorlar her neyi kutluyorlarsa. Dikkatimi çeken köyün delisi kontenjanından da iki kişinin bütün resmiyeti ve kıyafetiyle bu işi ciddiye almış maskeli kişilerle dans etmesi, ve halkın buna büyük bir hoşgörü ile yaklaşması oldu. 

Festivalde çevre köylerden gelen rengarenk kıyafetler giymiş orkestralar (60 lı yılların amerikan filmlerindeki tipleri düşünün) dansçılar yerel maya kıyafeti giymiş köylüler büyük keyifle eğleniyorlardı. Biz de aralarına katılıp aynı keyfi aldık








Santa Catarina isimli küçül köyümüz bu şekilde.



Sanırım bugünün en mutlu insanları çocuklardı. Yıllar önce ülkemizde kurulan ve hala belki küçük beldelerde devam eden basit lunapark oyuncakları arasında oldukça mutlu olmuşlardı.

Atitlan gölügüzel bir göl, coğrafya olarak Como gölüne benziyor. Ancak bunun dışında olağanüstü bir şey yok görülecek. Ne yazık ki tipik maya köyleri yerini tuğlayla yapılmış derme çatma evlere yerini bırakmışlar ve yerel kıyafetler gittilçe kaybolmakta. Antigua'dan göle mesafe yaklaşık 2 saat göl etrafında atılan tur yarı yola kadar 1 saat kadar alıyor

Feribot ile bir yerden bir yere gitmek  mümkün. Dilerseniz Antigua'dan chicken bus denilen bildiğiniz kuş ve hayvan türleri ile seyahat edilebilecek otobüsleri ile de ulaşmak mümkün. 
Gitmeye değer mi? Eğer oralara kadar gittiyseniz ve bir fazla gününüz varsa olabilir onun dışında bence özel bir ilgi göstermeye gerek yok


18 Aralık 2014 Perşembe

Meksika'yı bitirip Guatemala'ya geçmek..Guatemelada ilk iki gün

Meksika'da üçüncü günümüzde özel bir şey yapmadık ve valizleri toplayıp alana hareket ettik. Guatemela uçuşumuz rahat geçiyor ve ülkeye herhangi bir sorun yaşamadan giriyoruz. Guatemela bir çok Güney Amerika ülkesi gibi Türkiye'ye vize uygulamıyor

Ana hatlarıyla Guatemala'da yapılacak 5-6 önemli destinasyon var

Bunlardan belki en ilginci Chichicastenango pazarı. Bu pazar güzel türkçemize de uyacak şekilde pazar ve perşembeleri kuruluıyor. Dolayısıyla biz bu pazarı göremedik. Ancak bu resimleri internetten aldım sahipleri haklarını helal etsinler.. Tavsiye şudur ki bu pazar kaçmaz ve Guatemala'ya gitmek isteyen pazar ya da perşembesini bu renkli ortamı görecek şekilde ayarlasın. Ayrıca köyün mezarlığı da oldukça renkli bir mekan



Diğer önemli bir nokta Antigua şehri. Bu şehir İspanyollar tarafından ilk başkent olarak kurulmuş ve 250 yıl kadar bu şekilde kalmış. Kentin etrafı volkanlarla çevrili ve biz oradayken birisi her yarım saatte bir lav atıyordu. Maya köyleri ve yerel kültür dağın eteklerinde bir şekilde yaşamaya devam ediyor. Antigua yeni başkent  Guatemala City'e yaklaşık 45 dakika mesafede. Tavsiyem başklentte iniş ve kalkış dışında bir saniye bile kaybetmemek zira çirkin binaları ve güvensiz ortamıyla pek uygun bir yer değil. Şunu unutmamak lazım Guatemala dünyanın fakir ülkelerinden ve Güney Amerika'da.. Dolayısıyla ara sıra vahşet görüntüleri görmek ya da adam kaçırma haberleri almak çok sıradışı değil.
Antigua'da tek katlı sömürge dönemi evleri var bol bol. Bunların içinde ispanyolca dil okulları, meşhur Guatemala kahvesi ve rom içilebilen barlar, cafeler, oldukça rafine restoranlar mevcut. Turistik bir yer olduğu için güvenli görünüyor en azından biz bir tatsızlığa şahit olmadık.
Antigua'da pazar dahil 3 gece kalmak yeterli. Bir gün chi-chi bir gün volkanın etekleri ve maya köyleri bir gün de atitlan gölünü yapmak için yeterli olacaktır.Akşamları güzel yemek ve küçük barlarda yerel insanlar ve turistlerle muhabbet gayet olası. Tipik bir koloni köyünü yaşamak için iyi bir seçim


Biz oradayken pazar günü bir dini törene şahit olduk.Burada görüldüğü üzere zenci bir Isa heykeli kiliseden çıkarılıyor ve iki ileri bir geri yaklaşık 1 saat kadar 100 metrelik bir mesafeyi kat ediyor. Ancak takdire sayan olan insanların en güzel kıyafetleriyle katılıp tabutu büyük bir huşu ve konsantrasyon içinde taşımaları. Pazar günü ayininin uzatılmış hali gerçekten etkileyici.. Bu fakir insanların kıyafetlerine nasıl özen gösterip olayı ciddiye aldıklarını görmek hoş bir sürpriz oldu
Antigua
Dini törenle pazar günümüz de bitiyor. Ertesi gün şehrin yaslandığı dağın eteklerinde bulunan Maya köylerine gideceğiz diye heyecanlandık
Ancak çok da heyecanımızın karşılığını alamadık zira bu köylerde yaşayan insanlar evet renkli maya kıyafetleri giyiyorlar ve belli bir gelenek sürekliliği var ancak diğer yandan köyler tipik tuğladan yapılmış gecekondulardan oluşuyor. Dolayısıyla bizim memleketten çok farklı bir görüntüyle karşılaşmıyoruz. Aslında tipik Anadolu köyleri buradaki köylerden çok daha otantik. 
Ancak insanlar ve kıyafetleri yer yer enteresan olabiliyor...


 Üçüncü gün ve Tikal'i bir sonraki sayfada yazacağım

28 Kasım 2014 Cuma

Meksika İkinci Gün (Teotihiucan)

Güney Amerika'da herşeyin başladığı şehir. Efsane Teotihuacan ya da Meksika'lıların söylediği şekilde "Piramides" ya da piramitler.

Fazla ansiklopedik bilgiye girmeden kısaca şehirden bahsetmek gerekirse; Meksiko City'nin 45 km kuzeydoğusunda arkeolojik bir bölge. Ancak kilometrenin o kadar olması sizi yanıltmasın gitmek yaklaşık 2 saat sürüyor. Elbette hem kalabalık bir şehir hem Güney Amerika şehri olunca trafik kaçınılmaz oluyor. Dolayısıyla önlemi ona göre alıp gitmekte fayda var. Gitmek için turlara yazılmak ya da taxi kiralamak gerekiyor ya da araba kiralanabilir. Bütçe ve zamana göre hepsi mümkün.

Biz taxi kiraladık gidiş geliş ve 5 saat toplam süre alan seyahat için 275 usd ödedik.

Şehirde şu an ayakta kalan Güneş piramiti, Ay piramiti ve Ölüler yolu mevcut. Aslında hikayesi geçmişi ve beklentiler kadar muhteşem bir izlenim bırakmıyor ancak piramit dünyada üçüncü büyüklükte ve şehrin önemi açısından mutlaka ziyaret edilmesi gerekiyor

Şehirin ana girişi bu şekilde. Buradan yaklaşık 500 m yürüyüsle Güneş piramitine ulaşmak mümkün. Ancak ulaşınca iş bitmiyor ve tırmanma faslı başlıyor ki dik merdivenle 80 metre yüksekliğe tırmanmak pek de kolay olmuyor

Piramitin ihtişamı gerçekten müthiş, MO 100 yılında inşa edilmeye başlanan bir şehir için oldukça şaşırtıcı bir eser.Şehir en yüksek ve şaşalı zamanını 550 yıllarında yaşamış.O dönemlerin Amerika'daki en büyük şehriymis.
Pyramid of Sun

Düz duvara tırmakmak tabir edilen durumdan hallice bir tırmanış bizi bekliyor.

Pyramid of Sun, summit

Ama sonunda ulaşılan manzara muhteşem



Teotihuacan Moon Pyramid
İki piramiti birbirine bağlayan ölüler yolu. Zamanında burası aktif ticaretin yapıldığı veya kralların anı ve şanıyla yürüdüğü bir yer olsa gerek. Simdilerde turistlere hatıra fotografı sahnesi olmuş durumda. Acaba bir gün Ak-saray'da aynı durumda olur mu

Teotihuacan Dead Road
 Şehir tam olarak etnik kökeni çözülememiş olarak günümüze gelmiş Tahmin edilen Nahua ve Mayalar tarafından ikamet edildiği ve bölgesel olarak şehir-devlet olarak güç kazandığı.Azteklerin medeniyetlerini kurarken buradan esinlendikleri kesinlik kazanmış durumda ancak b urası hiçbir zaman Aztek şehri olmamış. Onlar medeniyetlerini bugunku Meksiko City olan Tenotitlan şehrinde merkezi olarak kurmuşlar ve geliştirmişler.

Günümğüzün kalan kısmına sadece cumartesileri kurulan San Angel semtindeki çarşıda devam ediyoruz. Daha önce Buenos Aires'de gördüğüm San Telmo antika çarşısı kadar etkili olmasa da görülebilecek bir pazar. Cumartesi günü için hoş bir faaliyet olabilir.


Yerler parke, nezih bir ortam ve ulaşılabilir sanat eserleri, folklorik ürünler ve küçük bir antikacılar çarşısı. Güzel bir öğleden sonra geçirmek icin ideal ortam.
San Angel   







San Angel market, mexico city
San Angel, Mexico City




Ertesi sabah erkenden Guatemala uçuşumuz var Mexico City faslını kapatıyoruz, bir dahaki sefere kadar..

Meksika... (Mexico city ve Teohiuacan)

Meksika

Uzun yıllardır beklediğim seyahat, tamamı olmasa bile Meksika'ya küçük bir adım atabileceğim sonunda. Öncelikle seyahat bilgileri, ben THY ile Chicago üstünden Air Mexico ile uçağımı aldım. Ayrıca bu bağlantıyı Houston üzerinden kurmak mümkün.  Bir diğer alternatif Air France ile Paris üstünden ki beraber seyahat ettiğim üstad Niko Guido ve Volkan kardeşim öyle yaptılar

Chicago'ya kadar sorunsuz geldikten sonra orada liseden arkadaşım Doruk ile yemek yeyip tekrar alana dönerek Air Mexico uçağına bindim. Air Mexico bizim Avrupa'da alıştığımız standartlara sahip değil ve eski bir uçak ayrıca 0 ikramlar uçuyorlar. Zaten yeteri kadar yorgun olduğum için uçak kısmı çok dert olmuyor

Gelişte modern bir havalimanı beni karşılıyor. Atatürk havalimanı kadar büyük olmasa da kapladığı alan olarak oldukça büyük ve konforlu bir alan.



Önemli bilgi olabilecek vize konusu ise şöyle. Meksika Türk vatandaşlarının eğer Amerika vizesi varsa ayrıca vize almasını istemiyor. Ülkeye kolayca giriş yapılıyor zaten buraların Amerika'nın arka bahçesi olduğu biraz zaman geçirince kolayca anlaşılıyor. Eğer Amerikan vizesi yoksa internetten üzerinden vize almak zor değil.





























Bir diğer konu taksi, girişte üç adet taksi şirketinden ön ödeme yapıp seyahati satınalmak mümkün benim aldığpım sanırım ucuz olanıymış (excelencia) onun için yaklaşık 45 dk sıra bekledim. Dışarı çıkıp hangisi boşsa ondan satınalmak en mantıklısı yoksa o yorgunlukla bir dolu beklemek mümkün.

Otele gittikten sonra ekiple buluşup ilk hedefimiz olan Andropoloji müzesine gidiyoruz. Orada Turkiye'den 20 yıl önce yerleşmis arkadaşımız Yael ile buluşacağız. Sağolsun vaktini ayırıp iki gün bizimle Mexico City'yi dolaştı.

Andropoloji müzesi benim için dünyanın en muhteşem müzesi. Aztek, Maya, Toltek, Olmek eski Güney Amerika tarihinden ne aranırsa bulmak olası.Kolaylıkla bir gün ayırılabilir. Dikkat edilmesi gereken nokta kuyruk ve seçilen zaman zira bazen çok uzun kuyruklar olabiliyor. Diğer yandan benim tavsiyem mümkünse müzeyi son güne bırakıp önce piramitleri ve meksikayı biraz görmek sonra müzedeki eserleri sindire sindire görmek.

Fazla çene çalmadan resimleri ekleyeyim zira bu müze gerçekten saatlerce anlatılabilir.
Burası müzenin girişi. Görülen tavan yukarı görülen tarihi simgeleyen sütunla asılmış bir mimari harikası
Bu çember Mayaların ölümcül basket benzeri oyunlarının potası. Burada maksat el ve kolları kullanmadan topu çemberden geçirmek.Söylemeye gerek var mı bilmem ama oyunun kazananı ya da kaybedeni kazanan takımın kaptanının kararına göre kurban ediliyor.


Jaguar kafası. Jaguar Güney Amerika medeniyetlerinde kutsal olarak kabul ediliyor
Bu arkadaşın durumu biraz daha karışık tam olarak ne olduğu konusunda bir fikrim yok

Bütün dünyaya korkulu anlar yaşatan meşhur güneş takvimi bu. Mayaların kıyamet döngüsü ve güneşin hareketlerini oldukça detaylı olarak izleyebildikleri takvim ve ben...


Bir tapınak kabartması. Artık orijinal renkleri günümüze gelemese de orijinalleri kırmızı boya ile kaplıymış. İlerleyen zamanda Guatemala ve Meksika'da muhteşem Maya tapınaklarını gördükçe insan oldukça etkileniyor.

Bu da bende Tayland'da gördüğüm yatan Budha heykelini çağrıştıran bir Maya tanrısı


Şimdi bu Aksaray manzarası ne diyebilirsiniz. Burası bir tacocu. Bizdeki köfteci hesabı Meksika'da taco cular mevcut. Bu dukkanlarda canım tacoların içine acı soslarla, et, tavuk, fasulye ve benzeri seçeneklerle değişik tacolar seçmek ve afiyetle yemek mümkün. Hastasıyım


Fotoğrafta Ahmet Usta poz verirken görülüyor.

Neyse yemeği de yedikten sonra Centro olarak geçen şehir merkezine doğru yollanıyoruz. Ilk karşımıza çıkan asırlık Postahane binası. Ispanyolların mimari izlerini taşıyan bina tek kelimeyle muhteşem


İnsanın postaneye gidip kargo gönderesi, mektup atası geliyor. Hala faal olarak çalılan postahane binası gerçekten kesinlikle görülmesi gereken bir yer.


Daha sonra bence turistik olarak biraz şişirilmis ama hani gelmişken görülesi olan merkeze doğru yönleniyoruz

Bu katedral Güney Amerika'daki en büyük katedral. Ispanya'daki gotik katedrallerden esinlenilmis. İnşası iki yüzyıl sürmüs ve 1813'de tamamlanmış.Halen fiili olarak kullanılmakta

Meksiko city'nin istiklal caddesi katedralin olduğu meydandan devam ederek yaklaşık 1 km kadar yaya bölgesi olarak ticarete hizmet ediyor. Ancak mağazalar daha çok ikinci sınıf ve bizim 70 li yılların tuhafiyecilerini andırıyor. Bu anlamda şehir merkezinin bu kadar eski ve ikinci sınıf olması saşırtıcı. Lux mağazalar ve sanat merkezi şehrin daha uzak semtlerine dağılmış.

Güzel sanatlar binası oldukça estetik bir bina. Meksika'nın en önemli kültür ve sanat binası sayılıyor. Bina Meksika'nın bağımsızlığından sonra 1934 yılında tamamlanmış.

Ayrıca bu meydanda Templo di Mayor adlı Azteklerin büyük tapınağı da yer alıyormuş ancak Ispanyollar Aztek imparatorluğunu yıktıktan sonra bu taşlarla bütün sehir meydanını inşa etmişler.


Fazla yoruma girmeden öncesi ve sonrası....

Ilk günümüz burada bitiyor bir sonraki gün Teohiuacam piramitlerine gideceğiz